Türk edebiyatı târihinde, bir Edebiyat Tarihçisi, Bir münekkid, bir fikir adamı olarak yerini alan Banarlı, Türk gençliğine millî şuûru aşılayan, kitapları dersleri konferansları ile bir yol gösterici bir mürşid ve kelimenin tam mânâsı ile bir Hoca idi.
Banarlı, aslen Trabzon’un köklü bir âilesi olan Alemdarzâdeler’in torunlarındandır. Trabzon’da yerleşen ilk dedesi Trabzon fethinde bulunan Fâtih’in alemdarlarındandı. Büyük dedesi Trabzon eşrâfından devlet hizmetleri görmüş Ârif Ağa’dır. Dedesi Hilmi Efendi mühim memurluklarda bulunmuş bir devlet adamı aynı zamanda devrinin tanınmış şâirlerindendi.
Babası İlyas Sâmi Bey, hamiyetli bir mülkiye âmiri ve bir vatan şâiridir. Banarlı’nın annesi gene Trabzon’un köklü bir âilesinden olan Hafize Nâdire Hanım’dır.
“Banarlı” soyadını, anne ve babasının kabirlerinin bulunduğu Banarlı kasabasından almıştır.
Nihad Sâmi İstanbul’da Fâtih semtinde doğmuş, çocukluğunu ve gençliğini bu muhitte geçirmiştir. Tahsilini Fâtih Sultan Vakıf Mektebi’nde yapmış Orta tahsilini Gelenbevi ve Mercan İdâdisi’nde, Lise tahsilini Vefa Sultânisi’nde yapmış ve İstiklâl Lisesi’nden mezun olmuştur.
1926-1927 ders yılı Edebiyat fakültesine ve imtihanla Yüksek Öğretmen okuluna (Yüksek Muallim Mektebi) girmiş 1929 da Dârülfünun (üniversite) u bitirmiştir. Muallim olarak 1929 sonunda Edirne Lisesi’ne tâyin olunmuş aynı zamanda Edirne Kız ve Erkek Muallim Mektepleri’nde de Edebiyat öğretmenliği yapmıştır.
1934 -1935 yıllarında Askerlik vazifesini yapmak üzere Edirne’den ayrılan Nihad Sâmi, askerlikten sonra İstanbul’da sırasıyla Kabataş ve Galatasaray liselerinde edebiyat hocalığı yapmış, ayrıca Boğaziçi, Şişli Terakkî ve Işık liselerinde de dersler almıştır.
1947’de Eğitim Enstitüsüne ve ilâveten Yüksek Öğretmen Okulu’na getirilen Nihad Sâmi, 1958’den 1962’ye kadar da ek olarak Yüksek İslâm Enstitüsünde İslâmi Türk Edebiyatı Târihi hocalığı ve bu arada kısa bir müddet de Yüksek Öğretmen Okulu ve bunun bünyesindeki Eğitim Enstitüsünde Müdürlük yapmıştır.
1967 de Eğitim Enstitüsü’nden ayrılmış, sâdece Yüksek Öğretmen Okulu’ndaki derslerine devam etmiş, 1.6.1969 de kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır.
Bu târihten sonra “Resimli Türk Edebiyatı Târihi”ni tamamlamağa çalışırken, bir taraftan da Millî Eğitim Bakanlığı 1000 Temel Eser ve Çağdaş Türk Yazarları komisyonları âzâlığına ve başkanlığına seçilmiş, komisyonlar dağılıncaya kadar buralarda çalışmaya devam etmiştir.
Banarlı bu resmî işleri yanında, ilmî ve millî gaâyeli cemiyet ve kuruluşlarda da vazife görmüştür.
1953’te kurulan İstanbul Fetih Cemiyeti’ne girdi ve bu müesseseye bağlı olan İstanbul Enstitüsü müdürlüğüne getirildi. 1958’ den sonra büyük şâir Yahya Kemâl’in ölümünde bizzat kendi teşebbüsü ile kurulan Yahya Kemâl Enstitüsü’nün neşriyat işlerini yürüttü. Son olarak 1971 de kurulan Kubbealtı Akademisi’nin Edebiyat kolu başkanı ve bu cemiyetin çıkardığı Akademi mecmuasının müdürü oldu. Vefâtı sırasında bu vazifeler uhdesinde idi.