Mesâfelerde perde, uzaklıklarda birer tuzak kokusu var.
“Perdeleri aşmak, tuzakları bozmak mukadderse eğer; bir gün ne perde kalır ortada, ne de tuzak” demiştin.
Seninle benim dedikodumu yapanlar: “Onun sevdiği uzakta” demişler.
Her perde nasıl evlerin muhâfızı ise, onların “mesâfe” aldanışı da seninle benim mahremiyetimde aynı rolü oynuyor. Tuzaklık yapan şey, elle tutulup gözle görülmeyen “uzaklık” telâkkîsi..
Sen, bu oyunu böyle oynayarak, ne kadar da hür, serâzad, ülkeler fethetmektesin.
Bir zamanlar beni de aynı perdelerle, aynı mukaddes tuzakla avlamadın mı?
Belki bir zaman da perdeleri aşmayı, tuzakları bozmayı öğretirsin.
Ne dersin?