Pazartesi, Eylül 16, 2024
Ana SayfaAbide ŞahsiyetlerKenan RifâîSohbetler-Ken’an Rifâî-11

Sohbetler-Ken’an Rifâî-11

Bebek’teki komşuların gürültülü eğlencelerden hoşlandıklarından mecliste şikâyetle bahsedilmişti.

Bunun üzerine buyurdular ki:

-“Niçin âlemin eğlencesine hürmet etmiyorsunuz? Onların zevki ile benimki arasında ne fark var? Âlemin zevki bizim de zevkimizdir. Benim zevkim onları da zevkyâb görmektir.

Allah herkese kendi istîdâdına göre bir vazîfe vermiş. Ben onların yoluna gitmiyorum. Hiç olmazsa fikirlerine de mi hürmet etmeyeyim? Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn sûresi bu meseleyi ne güzel hal ve îzah ediyor:

De yâ Habîbim, ey kâfirler, sizin taptığınıza ben tapmam, siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Sizin dîniniz size, benim dînim bana.

İşte hakîkî demokrasi bizim dînimizdedir.”


-“Cenâb-ı Hak diyor ki: Ey nefs-i mutmaine! Bana, benim has cennetime benden râzı olduğun halde ve ben de senden râzı olduğum halde gel! (1)

Kulun Allah’tan râzı olması ne demektir? Allah’tan her ne gelirse ona râzı olmak demektir. Yâni gerek celâl ve gerek cemal, her ne gelirse iyi karşılayıp rızâ göstermek demektir.

İşte o vakit Allah da kulundan râzı olup cemâli cennetine dâvet ediyor.

Eğer benden dâimâ iltifat ve hoşluk görerek bu yüzden muhabbet etsen ve sana bu iltifâtı göstermediğim zaman ise benden kaçsan, o vakit muhabbetin bana değil, o iltifâta olmuş olur ve beni sevmiyor, iltifatlarımı seviyorsun demektir.

Cemal ehlinin ise istediği yalnız cemaldir. Yoksa o, iltifat ve zevk u safâ ile oyalanıp tatmin olmaz, illâ cemâli arar. Halbuki cennet ehlinin istediği hûrîler, gılmanlar, nehirler, köşkler ve emsâli nîmetlerdir. Cenâb-ı Hak bunları isteyenleri de mahrum etmez, istediklerini ihsân eyler.

Ama, güneşte yetişen bir çiçekle gölge isteyen çiçek nasıl bir olur?

Gün ne tarafta ise yüzünü o yana çeviren ayçiçeği ile, ışık ve harâretten müteessir olan ser çiçeklerinin talepleri bir olur mu?

Cemâle istîdâdı olmayanların da gölge arayacakları pek tabiîdir. Onlar cennetin zevk ve safâları ile şâd olmakta elbette mâzurdurlar.

Cennet için men’eden âşıkları dîdârdan
Bilmemiş kim cenneti âşıkların dîdâr olur
Zâhid-î bî-hûd ne bilsin zevkini aşk ehlinin
Bir aceb meydir muhabbet kim içen huşyâr olur.”

(1)Fecr Sûresi, 27–28.âyet.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!