Esat URAS, Ermeni yazarların Ermeni târihi hakkındaki tesbitlerini naklediyor:
Basmacıyan(11): “Ermenistan’ın ve Ermenilerin aslı, târihi çok karanlıktır. Burası, çok eski zamanlarda Pamir yaylalarından, Hindukuş’tan gelen muhâcirler tarafından iskân edilmiştir. Romalılar, Yunanlılar, İranlılar ve bütün milletler gibi Ermenilerin esâtirî kahramanları vardır.
Menşe’leri hakkında vâzıh, sarih mâlûmâta sâhip bulunmayan millî müverrihler, bunun yerine esâtirî kahramanlar ikame etmişlerdir” -Ermenilerin kökleri hakkında açık ve net bilgiye sâhip bulunmayan Ermeni asıllı târihçiler, gerçek şahsiyetler yerine masal kahramanlarını kaleme aldıkları Ermeni târihine yerleştirmişlerdir- diyor.)
Kevork Aslan(12):
“Movses Horen’den bahsederken, Asurî kitâbelerindeki bir isimden maâdâ -bir isimden başka- ermeni hükümdarlarını tevsik edecek -belgelendirecek- bir şey yoktur. Kitabı Mukaddes hikâyelerine göre tertip edilmiş -düzenlenmiş- bir târihtir. Aras ve Fırat havâlisinde -o bölgede- esâsen Ermeniler yoktu” diyor.
Diğer bir muharrir -yazar-de (13):
1- Arşak zamânında Nineva’da hükümdarlığa âit divan ve hazîne bulunmuş olması şüphelidir. Çünkü İskender, Nineva’nın târihî eserlerini Yunancaya çevirmeyi arzu etmiş olsa bile, bunun için vakti olamazdı.
2- Mar İpas Kadina ismi, Arşak zamânına âit değildir. Çünkü bu ismi teşkîl eden -meydana getiren- kelimeler Asuriler’ce Hrıstiyanlık zamânında yâhut ondan daha sonra kullanılmıştır.
3- Horenli, vakâyii -olayları- Ezepios’un kilise târihine almış, bildirdiği, zikrettiği -belirttiği-eserleri kat’iyen görmemiştir.
4- Yazdıklarını, Mar İpas’ın Nineva’dan getirdiğini iddia ettiği eserden değil, Ermenilerin halk destanlarından, masallarından almıştır.
5- Haykazyan denilen ilk Ermeni hükümdar sülâlesinin ilk on kişisi, târihî insanlar değil, mahallî masallardan alınma şeylerdir. Mütebâkî -geri kalan- otuzu da Ketesias’ın târihine göre Şamram’ın kabiliyetsiz, ehemmiyetsiz haleflerine teşbihtir.
6- Movses’in târihi, beşinci asır târihi değildir. Çünkü:
a- Gazar Parbesi, kendisinden evvelki müverrihlerden bahsettiği halde mûtâdı hilâfına olarak -alışılmışın dışında- Movses’den bahsetmiyor.
b- Eğer târih, Marzban Sahak Pakraduni’nin arzusu ile yazılmış ise, 482’deki Vartan Harbini de bilmesi lâzım gelirdi. Halbuki bu hususta hiçbir şey söylememektedir. Eğer bilmiyorsa, o halde Sahak Pakraduni’nin çocukluğuna tesâdüf etmiştir.
7- Horenli, öyle muharrirlerden örnekler alıyor ki, bunlar 5.ve 6. Hattâ yedinci asra âit bulunmaktadırlar.
8- Eğer Pakradunilerin târihi(nin) yazılması istenmiş olsaydı, sekizinci ve dokuzuncu asra kadar uzanarak Pakradunilerin îtilâ devirleri de gösterilirdi. Şu halde kendisi, beşinci asrın müverrihi değil, lâakal -olsa olsa- yedinci asırda yaşamış sahtekâr bir müverrihtir. Târihi, esâtir, efsâneler yığınıdır. Eserinin târihî kıymeti yoktur” diyor.
Yine Karakaşyan, Horenli Movses’in Mar İpas’a isnad ettirdiği -dayandırdığı- târih hakkında(14):
“Horenli Movses bu eseri nerede görmüş, kimden bulmuş, aslı ne lisanla yazılmış -söz konusu kitap hangi dilde yazılmış- bundan bahsetmiyor. Vagarşak’tan yüzlerce sene evvel, Nineva yoktu.
Heredot, milâttan dört yüz elli sene evvel Nineva civârından geçmiş; o zaman oranın harâbeleri bile yokmuş.
Ksenofon, elli sene sonra Nineva’nın ismini bile söylemiyor. Sonra Vagarşak,Nineva’da böyle bir kitap olduğunu nereden biliyormuş?” diyor.
(11) A.E.Ermenilerin Yeni Târihi, s.3.—Paris,1917’den naklen.
(12) A.E,Ermenilerin Yeni Târihi, s.3.—Paris,1917’den naklen.
(13) A.E.Ermeni Dili Târihi, s.193,Merzifon 1913,Kagik Ozanyan