- BİR işe başlamazdan evvel o işi, dersi, vazîfeyi, kitabı en kısa bir zamanda, en kolay ve en temiz bir sûrette nasıl yapmak, nasıl öğrenip etüd etmek mümkün olduğunu iyice düşünüp hesapla.
- ÇALIŞTIĞIN bir iş, bir ders, bir kitap, bir yazı üzerinde herhangi bir güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme. Ve bil ki, yılgınlık, maskeli bir tembelliktir. Gene bil ki çalışma sevgisi, güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir.
*Güçlüğü yenmekten hâsıl olan mânevî zevk, eşsiz bir zevktir.
Emîn ol ki, harpde zafer ve işde muvaffakıyet, yılmayanındır. Sebat önünde güçlükler erir ve imkânsız görünen, mümkün olur.
- İŞİNDE rastladığın bir güçlüğü evvelâ parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeğe çalış. Bunun için de meselâ bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım, fasıl ve bahislerine ayır.
Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse geçme. Fasıllar ve bahisler üzerinde bir kör gibi yürü. Yâni attığın adımı iyice basmadan öbürünü atma.
*DEVAMLI ve ittiratlı -avının peşinde koşar gibi- çalış.
Ve her gün aynı saatlerde behemehâl -mutlaka- çalışmaya otur. Çalışmayı uzun fâsıla ile kesip terk etme. Hasta ve yorgun değilsen tatil aylarında bile yavaş ve az da olsa çalış. Tâ ki çalışma îtiyâdın -alışkanlığın- körlenmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin….
- BİR iş üzerinde yorulursan, dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, aslâ boş oturma. Boş oturanın içi, işlenmeyen demir gibi, pas tutar.
ÇOK düşün.
Ve bil ki çalışmak, mutlaka hareket etmek veya okumak, yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, mâden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur.
- VERİMLİ çalışmayı, sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir, deme. Çalışmanın netîcesine ve öğrendiğine bak.
- FİKRÎ çalışmalar için, aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir sûrette, günde iki üç saat bile kâfîdir. Büyük İslâm feylesofu İbni Sînâ, dünyâca meşhur olan Kitâb-üş-Şifâ’sını, her gün, sabah namazından sonra Bağdat’taki bir câmiin büyük kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yâni takrîben iki saat çalışmak sûretiyle vücûda getirmiştir.
Meşhur İngiliz feylesofu Spencer,
muazzam eserlerini, günde iki saat çalışarak yazmıştır. Her sene bin, bin ikiyüz sahifelik eser veren Fransız edîbi Emil Zola’ya bu muvaffakıyetinin sırrını sormuşlar: Her gün yalnız üç saat çalışır ve yazarım, demiş.
- SEBÂT et genç dostum, sebât et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
BİR işe başladığın, bir dersi öğrenmeğe, bir kitabı okumaya koyulduğun zaman telâş edip sabırsızlanma.
Sâkin ve metîn ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren.
- İŞİNDE ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmâl etme. Küçük ihmâlden, bâzen büyük zararlar doğduğunu unutma.
- HER GÜN iyi bir eserden yüksek sesle beş on sahife oku. Bu sâyede konuşma ve söz söyleme istîdâdın gelişir.
- RASTLADIĞIN edebî, felsefî bâzı güzel parçaları ezberle. Bu sâyede hem kelime ve ifâde hazînen zenginler, hem de hâfızan kuvvetlenir.
- ÇALIŞTIĞIN bir dersin, bir kitabın fasıl ve bahislerini bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden hülâsa hâlinde not et. Bir dersi, bir kitabı en iyi anlayıp öğrenmenin yolu, onu bu sûretle yazmaktır.
Ali Fuad BAŞGİL/GENÇLERLE BAŞBAŞA