Çarşamba, Eylül 17, 2025

“Rabbim!”- Yusufçuk

Rabbim, senin tâkat getirilemeyen ateşinle kavrulup yanarken söyleniyor, haykırıyor inliyor, feryâd ediyorum. Beni divâne diye, bîçâre diye de olsa, dinleyenler var. Bâzen bu âşinâ yüzler o mertebe alınarak dinliyorlar ki, kupkuru olan gözlerimin yaşının, onların gözlerinden geldiğini görüyorum.

Rabbim, senin ateşinle kavrulup da yanmamak, yanıp da haykırmamak, inlememek olur mu? Amma, bu ateş, içine düşeni kendine benzettiği vücut, varlık tezâhürleri bir avuç kül olduğu… Sözü, feryâdı, şikâyet ve şekvâyı bilinmez bir rüzgâr, bilinmez nerelere sürüp götürdüğü zaman, söyleyememek ıztırâbı ile ben ne yapayım? Söyle bana, o kıyâmet lâhzasının i,sânını olsun, öğret!

Yoksa, bir avuç külü bile varlıktan sayarak, bilinmez nerelere savurup götüren o kıyâmet ânının lisânı sükût mudur? Yoksa bu gizli dili biliyor, konuşuyorum da –bir çok hakikatler gibi—bilmediğimi, tanımadığımı mı sanıyorum?

Söyle, bunu olsun söyle, beni avut, teselli et Rabbim?

–Sâmiha AYVERDİ–

(Yusufçuk, Sayfa 99)

—————————————

Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!