31 EKİM
(Ey beni Yaratan! Bu yola girdim gireli sofrandayım, senin ekmeğini yiyip duruyorum. Bir kimse, bir kimsenin ekmeğini yedi mi ona hakkı geçer, o da o hakka adam akıllı riâyet eder. Sense yüz binlerce cömertlik denizinin sâhibisin… Senin ekmeğini çok yedim… Hukuk gözet!
Ey âlemlerin Rabbi, âcizim… Kanlara gark oldum… Karada gemi yüzdürdüm!
Elimi tut, feryâdıma yetiş! Ne vakte kadar sinek gibi ellerimi başıma götürüp durayım?)
– Ferîdeddin Attar Hz.
29 EKİM
Ey Türk Evlâdı!
Cumhuriyeti kuran “Büyük Türk”, bize:
“Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve devâmını sağlayacak olanlar sizlersiniz”, dememiş olsalardı…
“Hepiniz millî görevini ve sorumluluğunu bilmeli; memleket mes’eleleri üzerinde o düşünceyle düşünüp çalışmayı başlıca vazife edinmelidir”, diye emretmemiş olsalardı…
“Kendiniz için değil, bağlısı olduğunuz millet için elbirliğiyle çalışmalısınız. Çünkü çalışmaların en kıymetlisi ve yükseği, budur”, diye vasiyet etmemiş bulunsalardı…
Sen gene de kim olduğunu… nasıl yüksek insanî değerlere sâhip bir milletin evlâdı olduğunu hatırdan çıkarmadığın müddetçe; bu vatan, bu millet ve Cumhuriyet’in bekası için ecdâdımıza lâyık davranmaktan geri durmayacak şuurda ve dâima nöbettesin elbette…
Ey Türk evlâdı! Nöbetin ve Cumhuriyet Bayramı’n kutlu olsun!
————————
27 EKİM
(… Hayat demek, bir bakıma mes’ûliyet demektir. Yeter ki insan, karşısına çıkan zorlukları, müşkülleri ve çeşitli mes’eleleri hoşluk ve tatlılıkla hâl edebilme îtiyâdını kazansın. Zîra şikâyet, hiçbir mes’eleyi halletmez. Bu takdirde zorluklar da kolaylaşmış olur.
— Hayâtı tatlandıran, biraz da, onu kabul tarzına bağlı olduğuna göre, siz de sivrilikleri törpülemeği âdet hâline sokar, sıcak mîzâcınızla, korukları pişirip bal gibi üzüm eylersiniz.)
– Sâmiha AYVERDİ
24 EKİM
Bugün 24 Ekim 2025…Merhum İlhan AYVERDİ Hanımefendinin 99’uncu doğum yıldönümüdür; Kendilerini hasret, minnet ve rahmetle yâd ediyoruz efendim.
…..
(Hizmeti ihlâsla yap. Hizmet eden sensin, başarıyı tahakkuk ettiren Allah’tır. Hizmette olan imtihandadır. Bunu hiç unutmadan hizmete devam etmelidir. Hizmeti yapmalı, neticeye gönül bağlamamalıdır. Gerekeni yap, bir şey bekleme…)
–İlhan AYVERDİ— (Bir İhlâs Âbidesi, İ. BİNARK, S.74)
20 EKİM
(Sizi cömertliğe dâvet ederim. Cömertlik cennet ağacının dallarından bir daldır. Bâhusus cömertlik ebedî kıymetlere müteallik olursa… Çünkü mal ve para gibi câmit ve ölü şeyleri bezletmek/dağıtmak, vermek/ o derece ehemmiyetli değildir. Nasıl olsa bunlar camittir, ölüdür ve elden ele inti-kal edicidir. Halbuki bilgi, irfan ve zevk-i vicdan cömertliği bunlara benzemez. Çünkü bu asıl hayâta ve ebedîliğe müte-alliktir.)
-Ke’an Rifâî Hz.
17 EKİM
(Dünya hayâtının ârızî yâni daha doğrusu eğreti daha doğrusu esas hayâta nazaran bir göz açıp kapama zamânı kadar bir şey olduğunu bugün yalnız tasavvuf değil, ilim denen o zavallı bilgiler ucûbesi / acâiplik/ de kabul ediyor. İşte bu kısacık zaman zarfında vücûdu testisine aşk ve irfan suyu doldurana ne mutlu. Ama yavrum, testinin çeşme başına gitmek için ayağı ve irâdesi nerede? İş onu buraya sevk edende.
Bu dünya işlerine kıymet verip üzülmeye değmez. Ancak her hâdise, bilmeli ki müspet menfî hep bizim iyiliğimiz içindir. Elverir biz onu takdîr edip hüsnüistimâl/ iyiliğe, güzelliğe kullan kullanalım/ edelim.)
– Sâmiha AYVERDİ
13 EKİM
(Bütün bu gördüklerin hep bir hayâlden ibârettir. Herhangi bir şahıs hakkında vâkî olan îtirâzınız Hakk’a râcîdir. Çünkü bilâ kayt ve şart fâil Allah’tır. Eğer bunu bilirseniz, ancak o vakit lâ ilâhe illâllah demiş olursunuz. Bizim de dâima ve her vakit size tavsiyemiz bundan ibârettir.
Eğer lâ ilâhe illâllah diyebildinizse ne kibir, ne riyâ ne haset hiçbir şey kalmaz. Âsûde ve rahat yaşarsınız.
Bütün yakınlarımla berâber lâ ilâhe illâllah diyebildiğim gün, ne kadar mesut olacağım bir gündür.)
– Hz. Ken’an Rifâ–
10 EKİM CUMA
(Kendiliğimiz, olanca azameti ile mevcut ve nefsimiz dipdiri başkaldırır durumda olursa, o mürşidin sırrı nasıl zuhur eder?
Nefs ejderini ezmek için cehd/çalışıp çabalamak/gerek. Bize ne diyorlar, bizden ne istiyorlar, ona bakalım. Kur’an ahlâkını hâlet, güzel ahlâklı ol diyorlar… yapabiliyor muyuz?..)
– İlhan AYVERDİ–
———————————–
6 EKİM
(İçini temizle, içini temizle… yoksa, başını eğip susmaklığından ne fayda? Dudaklarını bağlayıp susacağın yerde, kalbine hüküm geçir. Onu kötü düşüncelerden, kötü niyet ve dedikodulardan sustur.
Başın önünde dinliyorsun. Ammâ içinde şeytanlara akıl veren bir fesat çarkı dönüp duruyor. Bu gürültülü sesten, rûhunun ıztıraplı feryatlarını duymaz olmuşsun. Bir gün o çarkın dişleri, nen var nen yok, yutacak ve çırılçıplak kalacaksın.)
– Ken’an Rifâî Hz.
3 EKİM
“Adı benlik olan nur noktası, bizim bir avuç topraktan başka bir şey olmayan varlığımızın altında(ki) hayat kıvılcımıdır.”
— Muhammed İkbâl
