(Ülkemizin ilk kadın felsefecisi olan Semîha Cemal Hanımefendi’yi (1900-30 Ocak 1936), bundan 85 yıl önce kaybetmiştik.
Kendisini rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.)
(… kendisine/Ken’an Rifâî Hazretleri’ne/ en yakın olarak bildiğimiz öğrencilerinden biri, Semiha Cemal Hanımdır.
Çok genç yaşında vefat etmiş olan Semiha Cemal, bizim bildiğimiz kadarıyla Türkiye’nin ilk felsefeci hanımefendisidir.
Özellikle büyükbabamın desteği ve teşvikiyle, felsefe tahsili yapmıştır. “Felsefeyle tasavvuf bağdaşmaz” diyenlere, burada, önemli bir ders vardır. Semiha Cemal’e özellikle, Platon, Mark Orel tercümeleri yaptırmıştır.
İlk Platon tercümeleri,
Semiha Cemal Hanım’ın tercümeleridir. Ve Mark Orel ‘den (Markus Orelyus’tan) tercüme edilen İlk eser, yine onun tercümesidir.

Semiha Cemal Hanım, Mustafa Şekip Tunç Bey’in asistanı olmuştur;
fakat daha sonra tekrar maarifteki vazifesine dönmüş ve felsefe öğretmeni olarak çalışmıştır. Bütün bu eserlerin, tercümelerinin yanı sıra; Aşk Peygamberi ve Aşk adında iki romanı ve harikulade güzel mensur şiirlerden oluşan Gül Demeti adında bir eseri mevcuttur ve bu eserler üzerinde tasavvufi bir gözle değerlendirme yapılması son derece uygun olur.
Şimdi, neden Platon tercümesi yaptırdı; neden Markus Orelyus tercümesi yaptırdı, diye sorulabilir.
Çünkü derin tefekkürü mümkün olduğu kadar doğuş noktasına yakın bir yerden ele aldırmak istiyordu. Yani orada ne olduğunu ve manevi anlamda bunu nasıl kendimize göre değerlendirebileceğimizi göstermek istiyordu.
Bu, bana çok dikkat edilmesi gereken bir husus gibi geliyor.
Yine terbiyesinde çok etkili olduğu Samiha Hanımefendi (Samiha Ayverdi) de aynı şekilde entelektüel anlamda çok iyi yetiştirilmiş bir insandır.)(*)
(*) (Prof. Dr. Kenan Gürsoy’la yapılan mülâkat, Tasavvuf | İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], sayı: 19’dan alınmıştır.)