“Aşk, kemâl haddine varan bir rûhun en yüksek hazzıdır; o, her kaybı telâfî eder, her eksileni ikmâl eder.
Her şeyi bir eder, ağyârı yâr eder.”(32.s.)”
…fertler bir kemâline karar vermek için iç kıymetlerine, cevherî yüküne değil, dış tezâhürlerine îtibâr ediyorlar.
Ölçüleri yanlış, ne yapsınlar!..”(33.s.)” Cemiyet, bizim gibi kafalarında kütüphânelerin binlerce eseri istiflenmiş olanlara kâmil diyor, ruhlarımızın boşluğuna bakmıyor; çünkü görmekten âciz.
Görünüşe göre hüküm verenler için yılan yumurtası ile serçe yumurtasını birbirinden seçmek mümkün değildir.” (34.s.) “Allah hiçbir yerde değildir; çünkü ondan başka bir şey yoktur!
Bütün bu gördüğün ve göremediğin varlıklar hep odur, yalnız odur!..” (36.s.)
“-Ârifin birine adamın biri demiş ki: “Ben Allah’ı bin bir delil ile ispat ederim.”
Bak o ârif de nasıl cevap veriyor… “Demek ki Allah’ın her şeyde zâhir olan mevcûdiyetine bin bir yerde şüphen varmış ki bin bir delille tahdît ediyorsun!” (49.s.) “…yaratılışın hikmeti, gizli olan mânâyı îzah etmek, yâni çekirdeği yapmaktır!” (54.s.)
(*) Roman,Yazarı: Sâmiha AYVERDİ, Kubbealtı Neşriyâtı:100, İlk baskı:1943