Pazar, Mayıs 18, 2025
Ana SayfaTarihUnuttuğumuz Devirler- Sâmiha AYVERDİ

Unuttuğumuz Devirler- Sâmiha AYVERDİ

1. (… Budin’i, Belgrat’ı, Yemen’i, Mısır’ı bütün bir imparatorluğumuzu kaybettik. Fakat târihimiz ve târihimizin bağrına gömülü kıymetlerimiz yaşıyor. Ama bulup çıkaracak el nerede?

İşte yıllardır bu eli bekliyor, bu himmetli eli gözlüyoruz.

Hurma ağaçlarının, fırtınalarla gelen kum istîlâları karşısındaki savaşları meşhurdur. Bâzan mücâdeleyi kazanıp kum tepelerini durdururlar, bâzan da dağların eteklerinde kuma boğulmuş hurmalıklar görülür. Ama bu hezîmete rağmen çok defa hurma sürgünleri kumları itip açarak muharebeden muzaffer çıkarlar.

Ey Türk oğlu Türk! Sen, bir hurma fidanından daha mı âciz, daha mı zavallısın ki, altında ezilip kaldığın yükü silkip atamıyor ve şânını şerefini, yığın yığın iftihar hazînelerini gün yüzüne çıkarmıyorsun?

Senin suçun, onlara görmeyen gözlerle bakmandır. Evvelâ sen kendini ara, bul ve tanı… Sonra da yabancılardan hayranlık beklemek güç olmaz.)

–Hâtıralarla Başbaşa, S.10–


2. (…Unutmak, beşerin hem derdi hem devâsı değil mi?..

İşte Eskişehir’de, o anlı şanlı zafer günlerini unuttuğu gibi, zillet ve hezimetle kararmış kara günleri de unutmuş görünüyor.

Elli şu kadar sene evvel Birinci Cihan Harbi’nin, memleketi dört yanından sardığı kanlı ve ateşli yıllarında, Çanakkale kilidinin açılarak düşman ordularının İstanbul’u işgalleri korkusu, canlarından başka düşünceleri olmayan İttihat ve Terakkî iktidârını dehşete düşürmüş bulunuyordu.

Can çekişen Çar ordularına yardım hülyâları ile Çanakkale’yi zorlayan ve İstanbul’u ezip Rus hudutlarına ulaşmak hayalleri içinde çarpışan İngiliz ve Fransız kara ve deniz kuvvetleri, Türk devletinin kumanda köprüsünde bulunan iktidârın zavallıdan zavallı, âcizden âciz, bîçâreler olduğunu çok iyi bilmekteydiler. Ama bilemedikleri, Türk’ün derinlerinde yanardağlar gibi indifâ etmeye hazır bir millî güç ve îman bulunduğu idi. İşte Çanakkale’de şahlanan, şehit kümelerinden siperler kurup, düşmanı vatanın bağrına sokmayan bu gizli kuvvet, o, göklere yükselen îman ateşi idi.

Bir Türk olan Nemse elçisi Busbecq, ordugâhta misâfir olup, Kanûnî devrinin askerlerini gördüğü zaman, “Türklere vatan uğruna ölmeyi ebedî hayat kapısı olarak tanıtan ve sevdiren, onların dinleridir”, diye haykırmamış mıydı?..

–Hâtıralarla Başbaşa, S.40/41–

———————————————-

Önceki İçerik
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

Rüya

“Vatan Ana” Diyor ki

error: Muhtevâ korumalıdır!