“İşimiz gücümüz hep geçmişle övünmekten ibâret. Târihin peçesini açarak hep geçmiş asırların kahramanlığından, adâletinden, içtimâî nizamından, celâdet ve medenî revişinden söz etmek yeter mi?
Onun için de bize bugün, yarını hazırlayacak olan yeni örneklerden dem vurmak gerek. Ama bunun için de kendini kelle koltukta bir şehit farzederek canını gâyesine bağışlamış fedâiler gerek.” (S.64.)
“Evet, dün gelip geçti. Ey Türk, sen bugüne bak. Zîra, yarının bugünün içinde olduğunu unutmamalı. Böylece de hâlini âbâd etmeye bak. Hâl nasıl mâmûr dilir dersen, evvelâ şeytânî ve nefsânî bağlarından çözül. Şahsî menfaatinin tuzağına düşmeden vatanın ve îmânın adına yaşayan bir merd-i merdan olmaya bak.” (S.68.)
“Sana Kur’ân’ın kapılarını açan bir Efendi’nin elini tutmuş isen ona uy, söylediklerine karşı çıkma… Namazına orucuna, Hak rızasından gayrı talep karıştırma… benim bildiğim bu kadar.” (S.179.)
“Bir alışveriş mahalli olan dünyâda, kimi dalâlet verip hidâyet satın alır, kimi ise hidâyet verip dalâlet satın alır kelâmı öylesine isâbetli ki, cemiyet içinde bunun örnekleri sayılamayacak kadar çok.
Şu bir gerçek ki yeryüzüne arıtıcı olarak gelmiş rehber insanlar arasına kadem basabilmek, insanoğlunun eşsiz nasibi…
Yeter ki kendisini rûhî sefâlet uçurumunun kenarından çekip alan rehberin izinde gitsin ve yıkandığı rahmet suyu ile yunup arındıktan sonra da tekrar çamura batmamak niyâzında bulunsun.” (S.184.)
“Zihnî bilgilerin arkasında akıl, îmânın arkasında ise vahiy yâni mânevî kuvvetler vardır.
Mecliste ki Allah’ın yâdı vardır, kulun adı dahi olmaz.” (S.188.)
Sâmiha Ayverdi – Ah Tuna vah Tuna
(İnsanın hilkati, kendi gibi bir insanın sevgisinde oyalanıp kalmak için düzülmemiş… Meğer aşk yolunda insan bir menzilmiş… Fakat durulması değil, atlanması lâzım gelen bir menzil, hakikate ulaştıran bir köprü. Geç, ondan da geç, yalnız aşkta dur, son menzil budur, onda karar et!..) Sâmiha AYVERDİ, Son Menzil