Sevmesini bilmeyenler, yaşamayanlardır.
Pek çok insan, sevdiğini zanneder. Böyleleri, uyurgezerlerdir.
Sevenler ise, yaşayan ölülerdir. Onlar, birer fetâdır, birer yiğittir. Kıpkızıl kan içindedir yürekleri.
Çünkü, sevmesini bilmek demek, ölmesini bilmek demektir.
Yaşamayanlar ise, böyle ölmenin hazzını aslâ bilemezler.
Seni aramaya çıkacaktım. Aynaya baktım, aramama gerek kalmadı.
Tutup, hasretle saçlarını taradım.
Pervâneye sordular:
-Sevdiğine varmak mıdır derdin, yoksa yanmak mıdır sevdiğin? Neden böyle dönüp durmaktasın?
O, güldü:
-Ne sevdiğime varmak derdindeyim, ne de yanmayı sevmekteyim. Böyle döne kıvrıla “Vav”olmaktayım. Çünkü:
“Bir Elif çekti sîneme cânan bu gece!”