Bu ölümlü dünyâda iki günlük ömrün var, huyunu ve yaşayışını düzeltsene! Her girdiğin işde ipin ucunu sıkı tut.
Bir defâ bile dizginleri elinden bırakma!
Bir yere gireceğin zaman, oradan nasıl çıkacağını da düşün.
Hangi işe girişmek istersen iste, işin başından sonunu gözet! Önündeki yoldan ve kuyudan emîn olma; çünkü düşman, bir samanla bir dağı devirebilir.
Uykun olsa da her yerde uyuma, çünkü her tarafta bir sel yatağı bulunabilir.
Düşkün ihtiyarların elinden tutarsan, yaşlandığında ihtiyarlığın değerini sen de anlarsın.
Bir toplulukta, kendi yerini bil ve başkasının yerine geçip oturma!
Kendi yerinden üste geçme ve kendi seviyende olanı komşu edin.
Kendine uygun bir yere oturup da seni yukarıya çağırmaları, baş tarafa geçip de, aşağıya geç demelerinden daha iyidir.
Satranç oyununda nice sıradan taş vardır ki, sonunda vezirin yerini alır.
Perişan sözler söylemekten dilini tut! Bedenini ve canını ölüme atma!
Senin alaından ve hicvinden kırgınlık çıkar. Soğuk şakalar, insanın değerini düşürür.
Şah, seni kendisine yakın bilse de gafil olma ve sen yine kendi akrânınla komşuluk et!
Şah, kızdığı zaman yakıcı ateş olur; ateşe yaklaşma ki, yanmayasın.
Pâdişahlık, garip bir şeydir; bunda Allah’ın hem lûtfu, hem de kahrı vardır.
Pâdişâhın elinde bâzen bal, bâzen zehir bulunur. O,bâzen kahreder, bâzen lûtuf!