29 NİSAN
(…eğer bana zerre kadar bir minnet hissediyorsan, bunu insan olmakla öde!…)
–Sâmiha AYVERDİ–
——————————————————————————————————
26 NİSAN
(…ne olurdu insanlara gerçekleri telkîn etmek için bir söz, tek kelime kâfî gelseydi. Halbuki bildiğimizi bildirmek, gördüğümüzü göstermek için ter döküyor, uğraşıyor, yoruluyoruz, gene de çok defa hakîkatin çehresini meydana çıkaramıyoruz.)
–Sâmiha AYVERDİ–
————————————————————————————————
22 NİSAN
(Kadın erkeğin yarısıdır, diyen Peygamberimiz, gene, “Kadın âkiller üzerine galiptir, çünkü bunlar hissen huşûnet ve kabalıktan perhiz etmiş ululardır”, diyor. Sonra Mevlânâ da: “Kadın Hakk’ın cemâlini aksettiren ışıktır. O sanki Hâlıktır mahlûk değil…” demektedir. Biz erkekler kadına dil uzatmakla, meşhur olmak için Zemzem kuyusunu kirleten kötü psikolojiye uyduğumuzun farkında olmuyoruz.)
–Sâmiha AYVERDİ–
————————————————————————————————–
19 NİSAN
(…harekâtını ölçecek en büyük terâzi kalbindir. Eğer içinin sesinden uyanmaz ve doğrulmazsan, hâriçteki seslerden faydalanamazsın; zîra hiçbir ses kalbindeki fetvâ kadar doğru haber verici olamaz. Elverir ki dünya dağdağalarından onu işitecek vakit bulasın.)
–Sâmiha AYVERDİ–
————————————————————————————————–
15 NİSAN
(Hakîkat herkese, kendi istîdâdı kadar yüz gösterir. Kuyuya değen kova, oradan hacmi kadar su çekip çıkarır; fakat onun döke saça çıkardığı bir kovacıksudan ne olur? Kuyunun bir yandan dolan bir yandan boşalan suyuna nazaran, bir kova tek kova ne kadar biçaredir. Fakat mâdem kiistiab kudreti o kadardır, ona fazla teklifte bulunmak israf olmaz mı? Zîra bu kovanın üstünden denizi de geçirsen gene hacmi kadar alır, fazlası taşıp gider.)
–Sâmiha AYVERDİ–
——————————————————————————————————
12 NİSAN
(Ömür, yaşanan hayat, ancak insâniyetin mânâsına kavuşmak, dünyaya gelişin ve gidişin sırrını çözmek içindir. Bunu yapamadıktan sonra size kalan vaktin ne önemi kalır?
…gurur, gösteriş, kıskançlık, hunharlık ve tekmil hayvânî duygulara düşkünlük, dünyânın başlangıcından beri sürüklenip gelmiştir ve sonuna kadar da gidecektir. Ne yirminci ne kırkıncı asır, ne medeniyet, ne ilim hattâ ne felsefe, hiçbir vâsıta, insanı bu ihtiraslardan uzaklaştırmaz. Ancak ve ancak ruhlarını temizleyebilenlerdir ki, zaafları esâretinden kurtularak aslî hürriyetlerine kavuşmuşlardır.)
–Sâmiha AYVERDİ–
10 NİSAN
BÜTÜN DOSTLARA HAYIRLI BAYRAMLAR DİLERİZ EFENDİM!
Neydi Bayram diye kendime sorarken bu satırlara denk geldim; birlikte hatırlayalım tekrar:
Bayram namazları kavmine, mezhebine, meşrebine bakılmadan Müslümanların cem olduğu bir toplanma halidir, cem halidir. O açıdan bir nevi cem-hanedir.
Zaman ve mekan cansız, ölü varlıklar değildirler. Aylar da canlıdırlar. Erbabınca malumdur Recep fiil tecellisi, Şaban sıfat tecellisi ve peşinden gelen Ramazan ise zat tecellisi aylarıdır.
Seyri sülükte urûc ve nüzul kavsları vardır. Önce çıkılır sonra inilir. Ramazan yükseliş ayı ise inişi de bayramla olacaktır. Yeniden halka inecektir, eşinin dostunun arasına karışacaktır. Dargın olduğu kimselerle bile merhabalaşacaktır.)
“Eğlencesi tevhid olur aşıkların” (Niyazi Mısri)
Kaleme alan: Mahmud Erol Kılıç
Prof. Dr.
8 NİSAN
(Cehâletten kurtulan, kendini bilenlerdir.)
-Sâmiha AYVERDİ-
“ALMA MAZLUMUN ÂHINI, ÇIKAR ÂHESTE ÂHESTE!”
–Bir Türk Atasözü–