Çarşamba, Haziran 18, 2025

Dilenci

Dilenci kılıklıydı ama, dilenciye benzemiyordu. Zengin tavırlıydı, fakat, zenginliği bilinmesin ister gibiydi. İşte bu, dilenmeyen dilencinin kulağına dedim ki:

“—Dostum! Hiç şüphe yok ki yarın, öbür dünyâda alnın açık, başın dik! Göğsünü gere gere dolaşacaksın, ne mutlu sana!”

Dâimâ ağlayacakmış gibi bulutlu gözlerini gözlerime dikti ve gülümseyerek şu karşılığı verdi:

“—Ben, ne şüpheden haberdârım, ne yarının hesâbında ve ne de öbür dünyânın derdindeyim. Alnım, sevdiğimin ateşiyle alev alev yanmada… Başım, ha var, ha yok; farkında değilim. Şu kılık, sırf şerha şerha yarılmış sînemi gizlemek içindir. Bu dünyâda, o dünyâda O’nsuz olacaksam; alnımdan, başımdan, göğsümden ve gezip tozmaktan bana ne?

Bana ne!”

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!