Perşembe, Temmuz 3, 2025
Ana SayfaAbide ŞahsiyetlerSâmiha AyverdiSâmiha Ayverdi'den Ebeveyn ve Evlât Münâsebetlerine Dâir

Sâmiha Ayverdi’den Ebeveyn ve Evlât Münâsebetlerine Dâir

Sâmiha Ayverdi’den ebeveyn ve evlât münâsebetlerine dâir bazı sözler:

Aziz Gençler, bir pedegog değilim ama mâdem ki çocuk terbiyesi hakkında konuşmak istiyorsunuz, dilimin döndüğü aklımın yettiği kadar söyleyeyim. Evlât, ne bir müstemlekedir ne de bir çiftik. Ancak, Allah’ın emânetidir ve ana babanın vazîfesi de bu emâneti en iyi şekilde yetiştirmektir.

Aşırı tasarruf, baskı ve müdehâle, şahsiyet yapısının teşekkülünü zorlaştırır ve irâdeyi zayıflatır. Çocuklarınızı kontrol edin, fakat bunu onlara, mümkün olduğu kadar hissettirmeden ve ezmeden yapın.

Çocukların yetiştirilmelerinde en müessir ve başarılı taktik, onlarla hem arkadaş hem de araya bir saygı mesâfesi koymaktır. Evlâtlarınıza öğretmek istediğiniz değerleri, hikâye, hâtıra ve mecazlar içinde, bilhassa, sıcak âile toplantıları arasında söyleyin.

Çocukların istediklerine ne her zaman “evet” ne her zaman “hayır” deyin. Mâkul olanları yapmak vazîfemiz olduğu gibi, tehlikeli, zararlı ve aşırı istekleri, yolunca reddetmek vazîfemizdir.

Onlara, en körpe çağlarında, gene misaller ve hikâyeler yâhut da yaşanmış hayat mâcerâları yolu ile, haramı helâli, günâhı sevâbı, maddî ve mânevi mânâda cömert, vefâkâr ve ferâgatli olmayı, mânâda cömert, fedâkâr, vefâkâr ve ferâgatli olmayı, vatan ve îman aşkını öğretin.

Eğer çocuk, başkalarını mes’ut etmenin, en az kendi saâdeti kadar güzel olduğunu, âilesinin içinde görerek öğrenirse iç formasyonunun teşekkülüne bundan güzel yardımcı olamaz. Dil ne kadar güzel söylerse söylesin, fiil ve hareketlerin tesîri ile yarışamaz.

Şunu da bilmeli ki yetişmeleri ile vazîfeli olduğumuz kimseler yalnız kendi zürriyetimiz değildir. Suya atılan taşın yaptığı halkalar gibi, uzayabildiğimiz yerlere kadar hayırlar, iyilikler, doğruluklar ve güzellikleri dalga dalga uzatmakla mükellefiz.

Ama bâzen verici ve öğreticinin, bütün samîmiyet ve iyi niyetine rağmen alıcının kabiliyetsizliği ve iç yapısının kısırlığı, hedefini bulamayan ok gibi bütün gayretleri isâbetten mahrum bırakır.

Fakat bu istisnâlar umûmî kâidenin dışında kalan münferit vak’alardır.


Çocuklarınıza ellerinden geldiği kadar etrafına iyilik yapmayı, şefkat ve muhabbet göstermeyi, hoş görmeyi ve affetmeyi, akıllarından ve duygularından başkalarına pay çıkarmayı ve keseleriyle de iyilik yapmayı kendi yaşadığınız hayat yoluyla bizzat gösterip örnek olmayı kezâ, kendi çektiğiniz ızdırap ve acıları başkalarına çektirmemenin insanoğlunun verebileceği ulvî duraklardan biri olduğunu da gene siz gösterin.

Sâmiha Ayverdi, Hâtıralarla Başbaşa


  1. Dâvet edildiğimiz yere, çağrıldığımız saatten ne çok evvel ne de çok geç gitmemeğe gayret etmeliyiz.
  2. Misâfirlerimize ikram esnâsında pasta tabaklarına çörek börek gibi ikram maddelerinin konulmamasını ve misâfirlerin önüne boş tabak vererek ev sâhibinin ikrâmı hâvî servis tabağını tutarak misâfirin istediği miktarda almasını bilmemiz gerekir.
  3. Nikâhlara, doğum tebriklerine küçük çocuk götürmemiz ayıptır.
  4. Çocuklarımızın büyüklerine saygı göstermelerine dikkat şarttır. Bu sûretle çocuklarımıza istikbâlleri için ciddî ve müessir bir yatırım yaptığımızı bilmemiz lâzımdır. Bugün evlâtlarımıza gevşek ve zayıf davranacak olursak, onlara dostluk değil, düşmanlık ettiğimizi bilmemiz gerek.
  5. Çocuklarımızın, behemehâl ana-baba hâkimiyetini hissetmelerini ve başı boş kalmadıklarını idrâk etmeleri kendi menfaatleri îcâbıdır. Zîra çocuk ebeveyni tarafından sâhiplenilmiş ve bir otoritenin temînâtı altında olduğunu bilmiş olursa ancak o zaman mes’ud olur.
  6. Çocuğun her çeşit kaprisi yerine getirilmez. Ama mâkûl isteklerine de hayır denmez. Çocuğu itaate ve peki demeye alıştırmak, evlâdlarımızın geleceği için ve hayat boyu karşılaşabilecekleri zorlukları yenmeğe, onlara şuurla sabretmeğe ve tahammül eylemeğe alıştırmak demek olduğundan bu disiplinin onun şahsiyet hudûduna tecâvüz olmayıp bir karakter şekillenmesine yardım demek olduğu unutulmamalıdır.
  7. Âilenin, evlâdların yapısına gösterdiği ihtimâmın mânevî yapısına da göstermedikçe analık-babalık vazîfesini tam yapmış olamaz.
    Türkiye’de ve bütün dünyâda yetişmiş insan tipini cemiyete hâkim kılmak için, işe âile ocağından başlanacağını unutmamak îcâb eder.

17 Ocak 1986
SÂMİHA AYVERDİ

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!