Hocamız, anlattığı dikkate değer bir hâdiseden sonra:
-“Bakınız, ben bir şey duyup, öğrendiğim zaman hemen sevdiklerime naklediyor, yetiştiriyorum. Siz de duyduklarınızı yakınlarınıza söyleyip anlatmalısınız. Bir sahrâda herkes susamış… Sen de susuzsun. Bir birikinti su bulmuşsun, onu sade kendin içip başkalarını düşünmemek olur mu?
Meclisten birinin bu hususta bâzı mâzeretler söyleyip, meselâ; biz, duyduklarımızın hepsini toplayıp söyleyemeyiz, demesi üzerine:
-“Hepsini söyleme de, ikisini üçünü söyle… Birkaçını da başkası söyler. Sen yolunda bulun kâfî…Karınca: Dağı delmeye gidiyorum, dedi. Bu boyunla mı dediler. Eh yolunda bulunurum a… diye cevap verdi.”
Aynı şahıs tekrar, bu meclise gelecek kadar vakit bulamayan onu dinlemek için de vakit bulamaz, deyince:
-İşte bunlar şeytani vesveselerdir.Bu tevillerden, bu şeytâni mantıktan dolayı ilerlenmiyor. Allah istidadına göre emirde bulunur, olmayacak teklifte bulunmaz. Biz de Hakk’ın yolunda olduğumuz için onun gibi yapmaya çalışıyoruz. Ben, olmayacak, yapılmayacak bir şeyi size teklif etmem.”
Hz. Ken’an Rifâî-Sohbetler