Orducu Esnaf
Askerin önünde, eyer takımları gayet parlak bir deveye binmiş bir Hoca Efendi vardı. Çok güzel bir şekilde ciltlenmiş bir Kur’ân’ı yastık üzerine koymuş, yüksek sesle okuyordu. Beyazlar giymiş bir çocuk grubu da Hoca Efendinin etrâfında âhenkle âyetler okuyorlardı.
Geriden, elinde yeşil dallar bulunan ve buğday eken bir çiftçiyi taktid etmekte olan biri geliyordu. Daha sonra arkasından da her tarafı buğday başaklarıyla kaplı Seres tasvirlerini andıran birçok hasatçılar geliyordu.
Ellerinde orakları, buğday biçer gibi bir tavır takınmışlardı.
Sonra öküzlerle çekilen ufak bir şey görünüyordu. Üzerinde bir yel değirmeni ve buğday öğütmekle meşgûl çocuklar vardı.(…)
Daha sonra ikişer ikişer dizilmiş temiz giyimli ekmekçi esnafı yürüyordu. Başlarında ekmek ve çörek taşıyorlardı. Arkadan, yüzlerini una bulamış iki maskara geliyordu.
…Daha arkadan ekmekçi esnafının tertibinde kuyumcular, tuhâfiyeciler ilâ ahir… Gibi memleketin en zengin esnafı, hepsi de mükemmel giyinmiş oldukları halde yürüyorlardı.
Ortalarında muhtelif esnafın büyük bir ihtişamla temsil edildiği sayısız tâk-ı zaferler yer alıyordu.
Esnafın arkasından çalgıcılar ve çengiler geliyordu. Burada, Pâdişâh arzu etse, peşinden gelmeye hazır 20 binden fazla insan mevcuttu.
Halkın, Çocuk Doğurma Konusundaki Tavrı
Bizim memlekette evlenmeden çocuk sâhibi olmak ne kadar ayıpsa, bu memlekette de evli bir kadının ana olmamasının aynı derecede ayıp olduğunu söylemeliyim.
Bir kadın, çocuk doğurmaktan kesilir kesilmez, genç görünse bile, onun ihtiyarlığına hamlediyorlar.
Bundan başka Malta şövalyesi olmak için asâlet delillerine mâlik olmak gerektiği gibi, Türkiye’de de güzel telâkkî edilmek için çok çocuk doğurmak gerekmektedir.
Kaanunların Tatbîkatı
Türk kaanununda birkaç madde var ki pek hoşuma gidiyor. Bu maddeler pek hakîmâne /bilgece olduğu gibi, bizim kanunlarımızdaki birkaç madde gibi büyük dikkatle tatbîk ediliyor.
İngiltere’de yalancılar ekseriya kabahatleriyle övünürler. Burada ise yalan bir şey söylediğine kanaat hâsıl olunca, yalancıların alnına kızgın demirle basıyorlar. Bu kaanun bizde de tatbîk edilse! Ne kadar güzel, alınların bozulduğunu görürdük.
O zarif centilmenler, kaşlarına kadar inecek perukalar yaptırmaya mecbur olurlar!
Kölelere yapılan Muâmele
Ben Türk değilim, ama bu bedbaht câriyelere gösterilen insânî muâmele ve alâkayı da takdirden kendimi alamadım. Bunlara hiçbir zaman dayak atılmaz.
Esâretleri başka memleketlerde cârî olan/geçerli olan köleliklerden hiç de zahmetli değildir. Vâkıa kendilerine teminat parası verilmiyor, ama elbiselerine harcanan para, bizim hizmetçilerimize verdiğimizden/ücretten çok daha fazladır.
İhtimâl ki bana, burada erkeklerin, kadınları pek asîlâne olmayan maksatlarla satın aldıklarını söyleyerek îtiraz edeceksiniz.
Fakat Hıristiyanlık âleminin büyük şehirlerinde acaba bundan daha az alenî ve daha az mı asâletsizce kadın satın alınıyor?