Cumartesi, Ekim 5, 2024
Ana SayfaAbide ŞahsiyetlerSâmiha AyverdiGene Gafilane Teşebbüslerimize Devam- Sâmiha Ayverdi

Gene Gafilane Teşebbüslerimize Devam- Sâmiha Ayverdi

(Lûtfen dikkat! Aşağıdaki yazı, Sâmiha Ayverdi’nin BAĞ BOZUMU isimli kitabından alınmıştır ve bu eserin baskı târihi 1987’dir.

Belli ki makalenin kaleme alındığı târih çok daha eskidir. İşte bunca yıl sonra geldiğimiz nokta ve işte yıllar öncesinden hiçbir yetkilinin kulak asmadığı birkaç tesbit.)

(……) Şu da var ki, kendini Kürt zanneden Doğulu, bu işin tamâmiyle karşısında. Her âile ortalama on, on iki çocuk sâhibi. Bu sakîm plânlama en fazla çoğalmasını isteyeceğimiz arasında zümreler arasında yürüyor.

Böylece de Batı vilâyetlerimizde, büyük şehirlerimiz içinde kültürlü kütleler, daraldıkça daralıyor.

Hiçbir memleketin başında olmayan korkunç trafik kazâları da sırasında 40-50 cana kıymakla ilâcın ve kürtajın vazîfesini fazlasıyle yerine getiriyor.

Nüfus Batı’da ve münevver kesim arasında düştükçe düşerken, Şark’da da arttıkça artıyor

Geçen gün bir dostum anlattı. Doğulu bir tanıdığı, kendisine, karım hastalandı, artık çocuk doğuramıyacakmış, herkes benimle alay ediyor, diyince, dostum, hiç çocuğun yok mu diye sormuş.

Aldığı cevap, 9 tâne var, bu kadarla kalınır mı? demek olmuş.

İşte nüfus Batı’da ve münevver kesim arasında düştükçe düşerken, Şark’da da arttıkça artıyor.

Türk münevveri artık Kürt denen topluluğun Türk boylarından bir boy olduğunu ilmen öğrenmiş bulunuyorsa da, ilmî isbat, büyük kütleye bir inanış olarak intikâl etmediğinden, devletin karşısında çığ gibi büyüyen Kürt mes’elesi ileriyi görenler için en ciddî tehlikelerden birinin başındadır.

Kürt, oğlunu okutuyor ve onu Türk düşmanlığı çadırı içinde Kürt milliyetçiliği ideali ile her an patlayacak bir bomba gibi hazırlıyor. Avrupa’ya gönderip günün bilgileri ile de teçhîz ederek o bombayı, îcâbında patlatmak üzere bir kenarda saklıyor.

Bize düşen, Kürt’ü yok etmek değil, kazanmaktır

Bize düşen, Kürt’ü yok etmek değil, kazanmaktır. Kazanacak bir politika bulup Türk olduğunu kabûl ettirecek misyoner ruhlu idealist Türk evlâtlarını bu mukaddes vazîfe ile iş başına getirmektir.

Kürtçe Doğu’nun bâzı yerlerinde çoğunluğun konuştuğu dil olmaktan çıkarılmalıdır. Bunu sağlamak için tatbîk edilecek çeşitli yollar vardır.

Prof.Aydın Taneri ve Prof.Mehmed Eröz’ün İslâm’dan önceki Çin kaynakları ile İslâm’dan sonraki Müslüman ve bilhassa Macar araştırmacılarından Nemecth ve Rasonyi’ye dayanarak yaptıkları incelemeler sonunda târihte ayrı bir Kürt kavminin mevcut olmayıp bunların da birer Ortaasya bereketi Türk boyu bulunduklarını tesbît etmişlerdir.

Prof.Taneri’nin Türkistanlı Bir Türk Boyu Kürtler(Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Neşriyâtı, Ankara 1983,sh.Vll) kitabında,ayrıca şöyle bir îzah vardır:

Yazıcı-zâde Ali diyor ki;

”İbni Bibi’nin Xlll. yüzyılda yazdığı Farsça Selçuknâmesini XV. yüzyılın ilk yarısında Türkçe’ye tercüme eden Yazıcı-zâde Ali diyor ki:

Rum’da ve Şam’da ve Ermen ve Diyâr-ı Bekr’de ne kadar Oğuz cinsinden Etrak(Türkler) ve Ekrat(Kürtler) beğleri varsa Sultân’ın hükmünden tecâvüz etmezlerdi.(1) (Metinde kastedilen Sultan, Selçuklu Hükümdârı l.Alâeddin Keykûbad’dır).

Gerçekten de en eski Türk kaynağı olan Elegeşt Göktürk kitâbesinde Kürt kelimesi geçmekte olup çığ, kar yığını, tahta gibi sertleşmiş kar mânâlarına gelmektedir.

Ayrıca, 1568 târihli Döğerlü Kürt Cemaati’nin vergiye tâbî şahıslarının isimleri Gündoğmuş, Budak, Yağmur gibi Türk isimleridir. Kürtlerdeki idârî teşkilâtlanmada da Türkler’de kullanılan 24’lük esas devâm ettirilmiştir.

Kürtler Türkçe’lerini ve Türklük’lerini unutmamışlar

Fakat zaman içinde Orta ve Batı Anadolu’ya yerleşen Kürtler Türkçe’lerini ve Türklük’lerini unutmamışlar, buna mukabil Doğu Anadolu ve civârındaki kabîleler Arapça ve Farsça’nın tesiriyle bir ayrı dil konuşur olmuşlar,böylece de meselâ Zazalar’la Kırmanç aşîretleri birbirlerini anlayamaz hâle gelmişlerdir.

Kısaca bugün ayrı bir ırk olarak gösterilmek istenen Kürtlerin hem dil, hem hayat kültürü bakımından Türk oldukları âşikâr olup bu hakîkat kendilerine de anlatılmalıdır.

Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!