Bir yandan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın 88. yıldönümünü, diğer yandan da İstanbul’un fethinin 554. yıldönümünü kutluyoruz. Bu bayramlarımızı nasıl ve hangi şuurla kutladığımız dâima tartışılmalıdır.
Fakat, biz bunları aslâ tartışmayız ve o idrâke 88 yıldan beri ulaşmış değiliz.
Bütün millî bayramların ve kutlamalarımızın yavanlıktan ve ezbercilikten öteye geçmesi temennisiyle bütün Türk Büyükleri’ni, şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıp, ruhlarına Fatiha’lar gönderirken; Merhum Ârif Nihat ASYA’nın şiirini, doğuracak kızlarımıza ve “kendini fethedecek” delikanlılarımıza armağan ediyoruz.
FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çekdiriler, kalyonlar çekilecek…
Kelpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!
Yürü: hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden…
Senin de destanını okuyalım ezberden…
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden…
Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın…
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!
Göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini!
Küçük görme, hor görme – delikanlım – kendini!
Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Bu kitaplar Fâtih’tir, Selim’dir, Süleyman’dır;
Şu mihrâb Sinânüddin, şu minâre Sinan’dır;
Haydi artık, uyuyan destanını uyandır!
Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın…
Kızım, sen de Fâtih’ler doğuracak yaştasın!
Delikanlım, işâret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin… millet yürüyecek arkandan!
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan…
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Bırak: bozuk saatler yalan, yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın…
Yürü – hâlâ – ne diye, kendinle savaştasın?
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
ARİF NİHAT ASYA