“Şahlık ve dervişlik mayası; edeptir. Tanrı sırlarının hazînesi ordadır.
Ne onun şekeri üzerine sinek konar, ne de onun sineği (meraklısı) kimsenin şekerini götürür. Nûh, bu denizde âciz kalır. Hızır, bu çeşmede testi kırar.”
“Kalemi kımıldatan ilk hareket, ilk harf, sözden meydana geldi.
Halvet perdesini yırtan ilk cilveyi sözle tertiplettiler. Söz, gönüllere bir ses vermedikçe, çamurdan yaratılmış ten içinde can yerleşmedi.
Kalem, harekete başlayınca, cihanın gözü de sözle açıldı. Sözsüz âlemin sesi çıkmaz. Bu yolda söylenmiş sözler eksik değildir.
Aşk lügatinde söz, bizim canımızdır. Biz sözlerden ibâretiz. Bu yaratıklar da bizim ayvanımızdır. Düşünceleri îfade eden yazı; söz kuşlarının kanadlarına bağlanmıştır. Dâima tâze görünen şu köhne âlem içinde, kılı kırk yaran sözden daha keskin birşey yoktur.
Düşüncelerinin başı, sayının sonu hep sözdür, söz; bunu iyi bil!”
“Vefâ bile olsa, sana verilmedikçe alma! Senden birşey sorulmadıkça, duâ bile olsa, söyleme!”
“Mâdem ki sözün bal oldu; ucuza satma! Söz balını sineklere saçma!”
“Bu mahsulleri kimsenin ayağının altına çiğnetme! Bu sırdan kimseye bir ipucu verme! Her kuş incir yiyebilseydi, incir kabukları bomboş kalırdı.”
Genceli NÎZÂMΑden