Pazartesi, Eylül 16, 2024

Mahalle Kavgaları

Eskiden, mahalle kavgaları olurdu. Çocukluğumun hâtıraları arasında belki de en fazla kendisine yer bulan şey, “Hıdırlık Kavgaları”dır.

Bizden önceki nesiller, bu kavgaların daha “dört başı mâmur”(!) olanlarını görmüş veyâ bizzat bu kavgalara iştirâk etmişler.

Biz, her bakımdan küçük birer savaş olan; silâhların konuştuğu, eski mahalle ve Hıdırlık kavgalarını görmedik. Ama “Sapan gayılânğ” ve “uzecıklânğ” konuştuğu kavgaları gördük. Tabancamız, bıçağımız hiç olmadı ama “sapan kayalarımız” ve “uzecıklarımız” dâimâ olmuştur.

Rahmetli annem, ninem ve dayım, Hıdırlık kavgası olduğunu, evlerinin bahçesine düşen taşlardan anlarlarmış. Düşünün, tâ Hıdırlık’tan atılan koca koca “sapan taşları”, Hükûmet Caddesi’ne kadar ulaşıyor.

Her “kavgacı mahalle”nin ayrı bir bayrağı var. Hıdırlık’da kimin bayrağı dalgalanıyorsa biliyorsunuz ki filânca mahalle Hıdırlık kavgasını kazanmış.

Daha önceleri ise, mahalle kavgalarında sâdece erkeklerin değil, kadınların da bulunduğu anlatılırdı.

Meselâ, babamın mahallesi olan Servi Mahallesi ile Meydan Mahallesi arasındaki kavgalar sırasında, daha önceden minâreye -içi dolu- çocuk “lâzımlıkları”nı çıkartıp orada mevzîlenen kadınlar, aşağıdan tâlimat alır almaz lâzımlıkları boca eder ve öbür mahallenin erkeklerini pislik içinde bırakırlarmış.

Bunları bütün teferruâtıyla anlatan ve terzilik yapan rahmetli Babam: “Bana, özel elbise diktirirlerdi”, derdi. Özel olan elbise ise, boy boy taşları yâni “cephâneleri” taşımak için çok cepli yelek, ceket veyâ paltolardı.

Gene ondan dinlediklerime göre, hemen hiçbir kavga, düşmanca duygularla yapılmıyordu. Daha ziyâde “eğlence” gâyesi güdülse de bâzen kantarın topuzunu kaçıran kimseler de çıkmış ve şaka, “kaka” olup çıkıvermiştir.

İnsanlar, o devirde nasıl ve nelerle oyalanacaktı ki? Elektrik yok, televizyon, sinema ve radyo bile yok!

Böyle düşünüp, zevk için yaptıkları bu kavgaları anlayışla karşılamaya çalışabiliriz. Biz bugün, kısacık elektrik kesintisine bile tahammül edemiyoruz. Üstelik eğlence amaçlı değil, resmen milletçe kavgalı değil miyiz?

Ya onlar, yâni eskiler ne yapsaydı?

Rıza Tekin UĞUREL
Rıza Tekin UĞURELhttps://www.dertlidolap.com
..1987 yılında kurulan Kütahya Aydınlar Ocağı Derne­ği başkanlığını uzun yıllar yürüten Uğurel, hâlen (KÜMAKSAD) Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San'at Derneği'nin de başkanı olarak mûsikî, kültür ve san'at faaliyetlerini sürdürmektedir.
Benzer Yazılar
- Advertisment -

Popüler Yazılar

error: Muhtevâ korumalıdır!