Ahmedcik

0
301

Kendisini “Ahmedcik” diye isimlendiriyor.

“Ahmedcik!”

Bu isimle âdetâ yetimliğinin derecesini bildiriyor bize. Tevâzuu, hangi çapta yetim olduğunun belgesi!

“Nasîhatlerimle amel et, beni adamdan sayma!” diyecek kadar varlık iddiâsından sıyrılmış bir yüce ruh!

O’nun yetimliğini, Hatîce Cenan Sultan’ın Yetimi şöyle dile getirmiş:

(Seyyid Ahmed’den tecellî etti envâr-ı Alî
Oldu aktâba Rifâî muktedâ vü pîşivâ!)

Yetimliği katmerli bir yetimdi O…Çünkü “Seyyid”di ve Hazret-i Yetim, mübârek elini sandukasından dışarı uzatıp sâdece O’na öptürmüştü.

Aynı zamanda zengindi de… Maddî zenginliği, mânâ zenginliğine bir ömür kapıkulluğu yaptı.

O’nun aşk, irfan ve îman zenginliği kat kat urba değiştirip, önce “Ümmü Ken’an” ve sonra da “Yûsuf-ı Ken’an” nâmıyla tecellî etmişse, bunun nesine şaşılır?

Ya o Sultan’ın ardına bir ömür gizlene gizlene Ney gibi aşkı, edebi terennüm eden; sırlandıktan sonra bile ayakları dibine yatarak:

“O dünyâda bu dünyâda Allah senden ayırmasın!” diye niyâz eden Sultan Ana’ya ne dersin?